Royal ourt of Justice’de görülen Kuddus Camuz Avukatlık Bürosu davasında sevindirici karar
Son yıllarda, İngiltere ve Türkiye tarafında, Ankara Anlaşması hakkında akademisyenler, basın, vatandaşlar ve daha birçok kişi tarafından çok çeşitli görüşler beyan edildi ve birçok yönüyle tartışıldı konuşuldu.
Avrupa Ajansı (AVA) Londra-Ankara Anlaşmasının detaylarını aktarma yerine son yaşanan gelişmeler ve yeni kazanılan örnek davalar ışığında, Türkiye vatandaşlarının bunlardan nasıl faydalanabileceklerini Kuddus Camuz Avukatlık Bürosu, Avrupa Gazetesi aracılığıyla kamuoyuyla paylaştı.
Kuddus Camuz Avukatlık Bürosu’nun basın açıklaması şöyle; “İngiltere’nin de üyesi olduğu Avrupa Topluluğu (şu an ki adıyla Avrupa Birliği), Avrupa Topluluğu dışındaki ülkelerle, İngiltere’yi de bağlayan ve çoğunlukla bu ülkelerin vatandaşlarının daha önce sahip olmadıkları ülkeye giriş, yaşam ve çalışma konularında çeşitli anlaşmalar imzaladılar. Bu bağlamda, Avrupa Topluluğu, 12 Eylül 1963 tarihinde Türkiye ile Ankara Anlaşmasını ve ayrıca 23 Kasım 1970 tarihinde de bir ek anlaşmaya imza atmıştı. Yeni anlaşma, Türkiye vatandaşlarının İngiltere’de iş kurabilmelerini daha zorlaştıracak yeni kurallar koymasını engelliyor. Bununla ilgili devam eden davalardan, İngiltere’nin ikinci en yüksek mahkemesi olan Sivil Temyiz Mahkemesi (Court of Appeal Civil Division), başvurusunu yaptığımız Kadir Aşçıoğlu’nu 12 Eylül 2012’de verdiği oybirliği kararla haklı buldu.”
Davanın Özeti
Kadir Aşçıoğlu, bu ülkeye ziyaretçi olarak 22 Mart – 22 Eylül 2007 tarihleri arasında altı aylık vizeyle gelmiş bir Türk vatandaşı. Ankara Anlaşması altında serbest meslek (self-employed) berber olarak oturum almak üzere başvurusunu Kuddus Avukatlık aracılığıyla 20 Eylül 2007 tarihinde yaptı. Aşçıoğlu’nun davası başvuru yaptığı ilk günden beri hukuki sürecin zorlukları içerisinden çıkmaya çalışıyordu.
Kanunen Aşçıoğlu, başvurusuyla ilgili olumlu bir cevap almadan serbest meslek erbabı olarak çalışmaya başlama izni yoktu. Uygulamada ise, başvurunun yapıldığı dönemde Home Office pragmatik olarak yaklaşıyordu; bu da, bu tarz başvuruların bazen neredeyse 2 yılı bulan, kabul edilemez uzunluktaki başvuru süreleri olarak yansıyordu.
Başvurularıyla verdikleri iş planlarının ticari karlılığın olması ve devlete yük olmadan hayatlarını devam ettirebileceklerini göstermesi gerekirken, işi kurmak için beyan ettikleri sermaye stokları, başvuruya yanıt bekledikleri bu uzun süreler içerisinde eriyip bitiyordu.
Bu dava, Aşçıoğlu’nun başvurusunun, bu pragmatik yaklaşımdan, çalışmaya başlayan başvuru sahibinin bu fiilini vizesinin verilme şartlarını ihlal olarak değerlendirip başvuruları onaylamayı reddettiği temel red nedenlerinden biri haline dönüştüğü dönemi kapsaması açısından önemli. Bu değişimin tarihçesi karmaşık ve bir hukuk sarmalı halinde olmakla birlikte, sorunun özü aslında budur.
Temyiz Mahkemesinin Kararı
İngiltere Sınır Denetim Kuruluşu (UK Border Agency – UKBA) kendi alanıyla ilgili politikaları istediği gibi belirleme hakkına sahip olsa da, Aşçıoğlu’nun başvurusunu, ilgili yeni politikayı belirlediği tarihe göre değil, başvurunun yapıldığı dönemdeki, yani 2007 yılında geçerli olan kanun ve uygulamaları göz önüne alarak değerlendirmeliydi. Mahkeme, UKBA tarafından takip edilen ve bir anlamda haksız yere yokuşa sürülen bu sürecin Aşçıoğlu için “apaçık adaletsiz” olduğuna oybirliğiyle karar verdi.
Bu karar, bundan sonraki benzer davalar için “kanun” hükmüne geçecek olup, karar Temyiz Mahkemesi nezdinde oybirliğiyle alındığından tekrar temyize gitmesi söz konusu olmadığı gibi, Avrupa Adalet Divanı’na da götürülmesi söz konusu değildir.
Karar aynı zamanda müvekkilimizde zaman ve para kaybına neden olması yanında, stresle ve mücadeleyle dolu geçen, zaman zaman ümitsizliğe düştüğü beş yılına mal olmuştur.
Kadir Aşçıoğlu Davası Kararının Etkileri
Mahkemenin bu kararı, İngiltere’de bulunan birçok Türkiye vatandaşını etkileyecektir.
Bu karardan etkilenebilecek ya da muhtemelen faydalanacakları aşağıdaki şekilde listelemek mümkün.
1) İngiltere’ye yasal yollardan giriş yapmış, Şubat 2006 ve Temmuz 2008 tarihleri arasında İngiltere’deyken Ankara Anlaşması başvurusu yapmış olup, İngiltere Sınır Ajansı (UKBA) tarafından başvurusu onaylanmadan serbest meslek erbabı (self employed) olarak işini kurmuş Türkiye vatandaşları. Bu kişiler ticaretlerine devam etmiş ya da Home Office’ten red alınca ticari faaliyetlerine son vermiş olabilirler.
2) İngiltere’ye yasal yollardan giriş yapmış, serbest meslek erbabı (self employed) olarak Ankara Anlaşması Başvurusu yapıp, başvuruları neticelenmeden İngiltere’de ticari faaliyetlerine başlayanlar.
3) İngiltere’ye yasal yollardan giriş yapmış, serbest meslek erbabı (self employed) olarak Ankara Anlaşması Başvurusu yapan ve Home Office’in söz konusu başvuruyu değerlendirirken sebep olduğu gecikmeden dolayı, İngiltere’de iş kurmayla ilgili şartları artık yerine getiremez hale gelmiş ve söz konusu başvurusu neticelenmeden İngiltere’de ticari faaliyetlerine başlayan başvuru sahipleri.
4) İtiraz başvurusu mahkemelerce reddedilenler. Bu kişilerin durumlarının, mevcut karar ışığında yeniden gözden geçirilmesinde fayda görülmektedir.
01/11/2012 15:34